Ekşi'deki yorumlara bakılırsa, insanlar fazlasıyla etkilenmişler filmden. Zaten bu film "seyredilmesi en zor filmler" listesine bodoslama dalış yapmıştı, daha çıkar çıkmaz. Ben ki, yığınla "iğrenç" film izleyen ve bunun müptelası olan biriyim, yine de insanların neden bu kadar etkilendiklerini anlayamadım. Eğer görsel sahne bazında alırsak, bu filmin görsel şiddetinin on katı filmler var; ama sanırım filmin asıl başarısı gözleri değil, duyguları manüple edebilmesi. Ne de olsa öz erkek evladına (bilmeden de olsa) tecavüz eden bir baba var filmde. Her şey bir yana filmde 'felsefi' bir şeyler arayacaksak, porno sektörünün (ve dolayısıyla hemen her şeyin) nereye doğru gittiğini sorgulamak yapacağımız ilk şey olabilir. Pornonun son geldiği nokta, filmin uydurduğu sanal gerçekliğe kapı komşu olacak nerdeyse. Ayrıca, her şeye rağmen şaşılacak bir şey de yok, çünkü 'snuff film' diye bir şeyden de haberdarız. Porno olarak bakınca bir şeyler değişmiş gibi duruyor ama asıl anlatılan snuff filmin bizzat kendisi. Snuff Porno diye bir janrın fantezi olarak kalmayabileceğini söylemek saçma bir kehanet olur mu? Olmaz herhalde.
Peki film temel olarak porno sektörüne mi giydiriyor? "Alın size porno", veya "porno adamı bu hale getirir" mi demeye çalışıyor? Zaten böyle diyorsa açık bir muhafazakar "sır kapısı" olduğu anlamına gelir bu. Bu muhafazakar intikam filmlerinde ettiğini bulma teması çok meşhurdur ve bir boka bulaştığında bunun cezası hep "en kötü" şekilde verilir. En kötü de şudur elbette: ya yatalak kalmak, organları filan kesilmek; ya da en sevdiklerinin ölümü, tecavüze uğraması veya onların organlarının kesilmesi... Dolayısıyla Porno kötü bir şeyse ve ondan uzak durulması gerekiyorsa, bunun bedeli en uç noktaya taşınmalı: kendi ufak oğluna tecavüz etmek ve aynı zamanda karına da tecavüz edilmesi. Filmin bu noktası Sır Kapısı'yla Mahsun Kırmızıgül istismarı arasında gidip geliyor.
Ama illa film pornodan bahsediyor diye porno sektörünü eleştirdiğini düşünmek de biraz indirgemecilik olacağından, şöyle bir mesaj da çıkarabiliriz bu Sırp filminden: bir kontratı imzalamadan önce onu okumanız gerekir! Veya, "projenizi iyi seçin". Bu neyi imzaladığını bilmek mevzusu o kadar önemli bir şey ki, South Park'ta, neyi imzaladığını bilmeyen Kyle'ın başına nelerin geldiğini hatırlayın. Aslında bu film şunu demiş oluyor: "neye imza attığını bilmiyorsun, çünkü imza attığın belgede kendi çocuğuna tecavüz edeceğin bizzat yazıyordu!" Düşünsenize, bunun için kimseyi suçlayamıyorsunuz bile! Bu açıdan bakınca filmin mesajı, son yılların en önemli konusuna iyi parmak basmış oluyor doğrusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder