"Gezi'dekiler yaşam tarzı için sokaktaysa muhafazakarların ve Kürtler'in bütün ülkeyi yakması lazımdı."
Yayla şöyle düşünüyor: "Gezi'dekiler özgürlük için sokaklara çıktıysa; onların on katı kadar özgürlük sorunu olanlar sokaklara çıkmadı. O halde bunların derdi özgürlük değil." Yani onun kafasında bir 'olması gerekenler' var. O sabit. Olgular kafasındakilere uyarsa amenna, ama uymazsa sorun kendisinde değil, ötekinde, muhatabında. Muhafazakarlar o kadar eziliyorken seslerini çıkardılar mı? O zaman size ne oluyor? Yani Gezi direnişinin meşruiyeti meğer kendilerinden önce diğer ezilenlerin sokağa çıkmasına bağlıymış. Vay be!
Bir de şu var: benim zamanımda, orta okulda, matematik hocamız, 50 kişilik sınıfımızın 40 kişisini, hiçbir şekilde tahayyül bile edemeyeceğiniz bir şekilde dövdü. 40 öğrencinin o halini görseniz gözlerinize inanamazdınız. Üç dört bayılan öğrenci. Ağzı burnu kanayanlar, saçları yolunmuş kızlar filan. Kabustan beterdi. Ve düşünün hiçbir şey olmadı o dönem. Ne hoca atıldı, ne okula veli geldi. Hiçbir şey olmadı. Şimdi bugün, küfür ettiği için kulağı çekilen çocuğun velisi okulu bastığında, eskiden benim oğlumu kötürüm edecek kadar döven öğretmenine ses çıkaramadım diye bu anneye nasıl kızarım? Bu anneye gidip "biz sesimizi zerre çıkaramadık, siz kim oluyorsunuz da bir kulak çekme için bile bu kadar delleniyorsunuz" nasıl derim? Tam tersine, o sabit olan muhatabı bozup Yayla'nın şöyle demesi gerekmez miydi: "Muhafazakarlar, Gezi'dekilerin on katı zulme uğradı ama sokaklara dökülmediler; demek ki Gezi gençlerinin sesine kulak vermeli ve muhafazakarlar Gezi gençlerinden ilham almalılar." Tecavüze uğradığı halde ses çıkaramayan kızla, tokat yiyince okulu birbirine katan kıza bakıp, ikinci kıza "sen sus, şımarık seni" demek kadar beceriksiz ve kör bir yorum olamaz.
10 yıl boyunca CHPli olduğu için okuldan atılan var mı?
Siz bir lokantaya gidip sucuklu fasulye istiyorsunuz ve tabak geldiğinde içinden sinek çıkıyor. Ayağa kalkıp başlıyorsunuz eleştiriye, saydırmaya. Lokantanın sahibi gelip size şöyle diyor: "eskiden bu lokantada bir sürü Kürt'ü yakmışlar. Siz şimdi bana sinekten mi bahsediyorsunuz?"
Bu, özgürlük adına yapılan bir itirazı karşı taraftan en uca çekip rahatlamaktır. Bu yapılan çok açıkça mağduriyet yarıştırmaktır. Gözleri kör edip, ben/ sen diye ikiye ayırmaktan düşünememektir.
Bu ne zamandır iflas eden liberal bir dünyanın sözcüsünün aklını yitirdiği ve zavallılaştığı andır.
Bu, özgürlük adına yapılan bir itirazı karşı taraftan en uca çekip rahatlamaktır. Bu yapılan çok açıkça mağduriyet yarıştırmaktır. Gözleri kör edip, ben/ sen diye ikiye ayırmaktan düşünememektir.
Bu ne zamandır iflas eden liberal bir dünyanın sözcüsünün aklını yitirdiği ve zavallılaştığı andır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder