Bu Blogda Ara

21 Temmuz 2012 Cumartesi

"çok güzelsin" demek neden saçmadır?


Dört çeşit olay örgüsünden gideceğim ve dördünü de analiz etmeye çalışacağım. 

1. Güzel kadına güzel denmesi 
2. Güzel kadına çirkin denmesi 
3. Çirkin kadına çirkin denmesi 
4. Çirkin kadına güzel denmesi 

1. Erkek kadına bakıp “ne kadar güzelsin” der. Kadının suratında bu iltifattan ne kadar etkilendiğini belli eden bir gülümseme belirir. Bu cümle, çok mutlu eder onu. Bir kadına, ona güzel şeyler söylemeye, onu mutlu etmeye karar vermiş birinin ona en basitinden çok güzel olduğunu söylemesi; en temelde en az risk alan, içinde hiçbir zekâ pırıltısı taşımayan, son derece çocukça bir davranıştır aslında. Bir kadına güzel olduğunun söylenmesinin kötü bir şey olduğunu iddia edecek değilim ama bence bir kadına yapılacak en donanımı düşük iltifattır bu...


Kadınınsa bu cümleden akıl almaz derecede az haz alması gerekir, hatta güzel kadının en büyük paradoksudur bu: güzel bir kadına güzel olduğunun söylenmesinin kendi içinde bir mantığı yoktur, çünkü güzel kadın zaten güzeldir. Erkek, kendisinin keşfedilmesini bekleyen kadına, zaten görünürde olan ve herkesin bildiği bir gerçeği söylemekten başka bir şey yapmaz. Güzele güzel demek, taşa taş demektir. 

3. Bir kadınla birlikteyizdir ve bir ilişki yaşıyoruzdur. Kadın çirkin bir kadındır ve ona çirkin olduğunu söylediğimizi var sayarak şöyle bir cevap alacağımızı düşünebiliriz: “Biliyor musun, çok çirkin bir kadınsın.” Cevap: “evet biliyorum, hatırlattığın için sağ ol.” Bu şu anlama gelecektir: kadın çirkin olduğu gerçeğiyle yeterince uğraşmaktayken bir de siz gelip onun bu yarasına tuz basarsınız. Buradaki ‘yara’ gerçekliktir oysa, gerçeklikse kadının çirkin olduğudur, ama gerçekliğin kendisini her zaman söylemeyiz, hatta bunu hiçbir zaman söylemeyiz. Yolda yürürken ciğerlerimize durduk yere oksijen çektiğimizi söylemenin günlük hayatta bir karşılığı yoktur. Size yemeğinizi getiren garsona “senin bıyığın var” demek de hayli saçma bir gerçeklik yorumu olacaktır. Dolayısıyla güzel kadına güzel olduğunu söylemek ne kadar aptalca ve gereksizce ise, çirkin kadına çirkin olduğunu söylemek de bir o kadar öyledir. O halde zaten ‘belli’ olan gerçekleri bir daha söylemenin bir mantığı yoksa bunun tersi olan cümlelerin bir ‘mantık’ oluşturmasını beklemek mümkün hale gelebilir. 

4. Olayı tersinden düşünelim: çirkin bir kadınla çıkıyorsunuz ve kadına “çok güzelsin” dediğinizi var sayalım. Kadın bundan biraz hoşlanacak ama bu iltifatın gerçek olmadığını içinden bilecektir. Girdiği her sınavdan başarısız olmuş bir öğrenciye yine de başarılı olduğunu söylemek ne kadar akla yakınsa, çirkin bir kadına güzel olduğunu söylemek de o kadar akla yakındır. Sınavlardan başarısız olmuş çocuğa ‘başarılı’ olduğunu söylemek, çocuğun moralini düzeltmeyecek veya bu iltifat onu mutlu etmeye yetmeyecektir. Çünkü çocuk, kesinlikle başarısız olduğunun farkındadır ve ona edilen bu iltifatın sahte olması, paradoksal olarak, çocukta daha büyük bir üzüntüye yol açacaktır. Başarısız olduğu biline biline çocuğa başarılı muamelesi yapılması, neticede alttan alta çocuktan asıl istenenin başarı (onun başaramadığı ‘şey’) olduğunu deşifre etmektedir. Aynı şekilde çirkin bir kadına güzel olduğunun söylenmesi güzelliğe önem atfedildiğinin belirtisidir, siz güzel olmadığınızı bilmenize rağmen, dışarıdan biri ısrarla size güzel muamelesi yaparsa, çirkinlik ve güzellik gibi dışarıdan verilen bu özelliklerin sizin dışınızda konumlanmasına neden oluyorsunuz demektir. Böylece çirkin kadın, kendisinin sorumlu olmadığı bir konumda bile, güzel tarafa aitmiş gibi yorumlanma gafletine düşer. Oysa güzel olsa bile, bir nevi, çirkin olmaktan bir farkı olmayacaktır bunun. 

2. Güzel kadına da çirkin diyemeyiz bu yüzden. Tıpkı çirkin kadının aslında güzel olmadığını bilmesi gibi, güzel kadın da asla çirkin bir kadın olmadığını bilecektir. Onu üzmesi için söylendiğini var saydığımız bu cümlenin etkisi kesinlikle çok düşük olacaktır. 

Buradan çıkan sonuç, bir kadına (veya erkeğe) dış görünüşü hakkında yorum yapmanın imkânsız olduğudur. Bir taşa taş demek gereksizceyse, bir taşa kaya demek de aptalcadır. O halde bir kadına iltifat ederken, onların dış görünüşünden bahsetmektense iç görünüşünden bahsetmek daha mantıklı ve daha sofistike bir yorum olacaktır. Güzel bir kadına çirkin denmesi kadına hemen hiçbir şekilde etki yapmayacakken, güzel bir kadına “akıllı” denmesi onu etkileyebilecektir. Kısa boylu birine kısa boylu olduğunun söylenmesi basit bir gerçeklik tekrarından başka bir şey değilken, ona “kibirli” olduğunun söylenmesi kişinin o kadar basit ve hızlı karar vermesini engelleyecektir. Kadınlar, güzel olduklarının dışında kendileriyle ilgili, kendilerinin bilmedikleri özelliklerini duymak istemelidirler erkeklerden. Çirkin olduğu söylendiğinde üzülen kadınla, güzel olduğu söylendiğinde sevinen kadın arasında bir fark yoktur. Önemli olan bize dışarıdan verilen gerçekliğin kendisi değildir, o gerçekliği bizim nasıl esnetebildiğimizdir. Dolayısıyla gerçeklik dediğimiz şey fazlasıyla sıkıcı olmasına rağmen, dışarıdan hamleye de son derece müsaittir. “Bu bir kedidir” cümlesi nasıl sıkıcı bir gerçeklik cümlesiyse, “çok güzelsin” de bir o kadar sıkıcı bir gerçeklik cümlesidir. Oysa “bu, her yanıma oturduğunda özlediğim her şeyi yanında taşıyan ve benimle telepatik yollarla konuşan bir kedidir” cümlesiyle sıkıcı gerçekliği parçalarız ve onu kendimiz için yeniden kurarız. Gerçeklik dışarıda ve sıkıcıdır. Eğlence ise içeridedir ve her daim baştan kurulabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder