demokrat olmanın zorlukları üzerine bir şeyler söyleyeyim istiyorum. neticede öğrenci yurt ciddi anlamda bir "karnaval". her ırktan, milletten insanlar bu yerlerde bir araya gelebiliyorlar; en kozmopolit yerlerin başını çektiği bir mekan kısaca. odada bir dindar, bir kürt, bir ulusalcı var. ben tarih okuyan bir arkadaşla tartışıyorum, tartıştığım şey tarihin saçmasapan bir kurgu olduğu üzerine, tabii o da tarihçi ya, tarihin gayet bilime dayalı bir şey olduğunu savunuyor bana. en basitinden ermeni soykırımını örnek veriyorum, diyorum ki, tarih denildiği gibi bilimsel olsaydı bunların hiçbiri olmazdı. sonra da tutuyorum, kürt'e söz hakkı veriyorum, “konuşsana abi”, diyorum, “sen kürtsün, kendi tarihinle türk tarihini anlatsana arkadaşa”...
hak veriyor tabii ki, iki ayrı tarih olduğundan bahsediyor. sonra da tarihçiye diyor ki, “bu arada, diyelim ermeni soykırımını dünyada yüz küsür ülke tanımış, amerika tanımış, sence çoğunluğun tanıdığı bir şey kabul edilmek zorunda değil midir?” tarihçi, “tabii ki hayır”, diyor. “çoğunluğun dediği/kabul ettiği her şey neden kabul edilsin?” ben araya giriyorum ve şöyle diyorum: “diyelim kürtlerin hak iddia etmeleri anlamsız, bu savaşı da ilk onlar başlatmış zaten, pkk durdukça da kürtler hep ölmeye makhumlar dense... bunu tüm dünya kabul etse, sen bir kürt olarak buna, çoğunluk kabul etti biz de o zaman silahı bırakıyoruz, der misin” dedim? kürt derhal şaşırdı. "o başka", dedi.
şimdi durum şu. eğer bir demokratsan harıl harıl yanındaki arkadaşınla karşıdaki adamı ekarte etmeye çalışıyorsun. öyle bir an geliyor ki, durup ekarte etmeye çalıştığın adamla aynı fikirde olup onun safına geçiyor, bu sefer de yola beraber çıktığın arkadaşına karşı atağa geçiyorsun, yukarıdaki örnekte olduğu gibi. o zaman da kürt çocuk gibi şaşırıyorsun. “az önce beni destekliyordu, şimdi birden bana karşı çıkıyor” diye düşnüyor ve anlam veremiyorsun. “bana garezi mi var” diyorsun, “bir çıkarı mı var” diyorsun, en basitinden DÖNEK diyorsun. ama şunu anlamıyorsun.
doğruluk/gerçeklik hiçbir zaman statik olmadı. o hep hareket halinde. bir o yana gidiyor bir bu yana. bir manyağın teki doğruyu söylüyor, bir ulusalcı. bir terörist doğru söylüyor, bir devrimci, bir dindar söylüyor, bir burjuva. kimin söylediğinin ne önemi var, doğruluk kişiye göre değişmiyor ki! doğruluğun zaten yapısında "döneklik" var, olmak zorunda. bu anlamda da bir demokratı en iyi anlatan kelimenin -o anlamda- döneklik olduğuna inanıyorum. bunu burada, özellikle gittikçe daha demokrat olmaya başladığım için, sıklıkla yaşamaya başladım.
hak veriyor tabii ki, iki ayrı tarih olduğundan bahsediyor. sonra da tarihçiye diyor ki, “bu arada, diyelim ermeni soykırımını dünyada yüz küsür ülke tanımış, amerika tanımış, sence çoğunluğun tanıdığı bir şey kabul edilmek zorunda değil midir?” tarihçi, “tabii ki hayır”, diyor. “çoğunluğun dediği/kabul ettiği her şey neden kabul edilsin?” ben araya giriyorum ve şöyle diyorum: “diyelim kürtlerin hak iddia etmeleri anlamsız, bu savaşı da ilk onlar başlatmış zaten, pkk durdukça da kürtler hep ölmeye makhumlar dense... bunu tüm dünya kabul etse, sen bir kürt olarak buna, çoğunluk kabul etti biz de o zaman silahı bırakıyoruz, der misin” dedim? kürt derhal şaşırdı. "o başka", dedi.
şimdi durum şu. eğer bir demokratsan harıl harıl yanındaki arkadaşınla karşıdaki adamı ekarte etmeye çalışıyorsun. öyle bir an geliyor ki, durup ekarte etmeye çalıştığın adamla aynı fikirde olup onun safına geçiyor, bu sefer de yola beraber çıktığın arkadaşına karşı atağa geçiyorsun, yukarıdaki örnekte olduğu gibi. o zaman da kürt çocuk gibi şaşırıyorsun. “az önce beni destekliyordu, şimdi birden bana karşı çıkıyor” diye düşnüyor ve anlam veremiyorsun. “bana garezi mi var” diyorsun, “bir çıkarı mı var” diyorsun, en basitinden DÖNEK diyorsun. ama şunu anlamıyorsun.
doğruluk/gerçeklik hiçbir zaman statik olmadı. o hep hareket halinde. bir o yana gidiyor bir bu yana. bir manyağın teki doğruyu söylüyor, bir ulusalcı. bir terörist doğru söylüyor, bir devrimci, bir dindar söylüyor, bir burjuva. kimin söylediğinin ne önemi var, doğruluk kişiye göre değişmiyor ki! doğruluğun zaten yapısında "döneklik" var, olmak zorunda. bu anlamda da bir demokratı en iyi anlatan kelimenin -o anlamda- döneklik olduğuna inanıyorum. bunu burada, özellikle gittikçe daha demokrat olmaya başladığım için, sıklıkla yaşamaya başladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder