ben türkiye'de stephen king ile ilgili olarak hepi topu toplam sadece iki şey işittim okuyanlardan:
1) king okudum, korkmadım
2) king'in romanlarının hepsi kötü biter.
insanın okuduğu aynı metin olmasına rağmen bu kadar net bir yanlış okuma nasıl gerçekleşir anlamakta güçlük çekiyorum. king okuyup korkmayanlara diyeceğim bir şey yok. bu, çağda söylenecek en beylik laf olabilir ancak. ama ikinci cümleyi öyle böyle değil birçok kişiden duydum ve nasıl oluyor da bunu farklı yerlerdeki farklı insanlar -birbirleriyle sözleşmişler gibi- söylüyorlar? deli mi bu millet?
en son bu savı, bir ortamında, bir öğrenciden duydum. şöyle demişti: "stephen king'in romanlarında asla iyiler kazanmaz, işte bu yüzden bu adama tapıyorum!" inanılır gibi değil ama, kim diyor bunu? king hiçbir zaman ve hiçbir döneminde asla pesimist olmadı. kendisi koyu bir romantiktir (alman romantisizmi anlamında değil). aşka, mutlu aileye vb. inanır. "asla iyiler kazanmaz" lafı öyle bir laf ki, akla derhal haneke'yi filan getiriyor. bu anlamda king ile haneke arasında korkunç büyük bir fark vardır. haneke izleyicisinin algısıyla oynamayı sever, izleyicinin kafasında yarattığı tüm o "yalandan dünya"yı (hollywood filmlerinin yapaylığıyla çevrelenmiştir) bozmayı, yıkmayı ister. king'se böyle şeylerle uğraşmaz. bir nevi tüm dünyanın okuduğu popüler bir yazardır o. ahlaki normlara, aile kurumuna, geleneksel değerlere görece sahip çıkar. yazdıkları dindarları elbette kızdırır ama southpark'taki yüksek voltaj eleştiri gücü yoktur. haliyle asla kötülerin kazanmasına göz yumamaz king. çok çok çok gariptir ama, king'in hemen hemen tüm kitaplarında hep iyiler kazanır.
yukarıdaki iddianın tek anlamlanabileceği şu durum var: king, iyilerin kazanması için mutlu mesut bir porte çizmeyi de reddeder. kitaplarının büyük çoğunluğunda iyi ile kötünün "vücut bulmuş" tezahürleri sürekli kavga ederler ve koyu bir iyimser olan king iyilerin kazanmasını kitaplarının en sonunda sağlarken, o noktaya kadar birçok iyinin ölmesine izin verir. bunun er ryan'ı kurtarmak'a benzetebiliriz. hepimizin özdeşleştiği karakterler -tom hanks bile- filmde patır patır ölürler, bu izleyiciyi şok eder, ama sonuçta spielberg gibi büyük bir blockbuster uzmanı filmini bu kadar kötümser bitirecek cesarete sahip değildir, tüm o askerleri sadece biri için öldürtür ve finali sağ kalan ve filme adını veren ryan üzerinden bitirir. böylece sevilen karakterlerin ölmesi tam tersine "ölmek" demek değil bir çeşit "sacrifice" olur. king'in kitaplarında kötülerin kazandığı savı bu anlamda koca bir palavradır. örneğin needful things'te (iyi bir örnek) king koca bir kasabanın nerdeyse yarısını havaya uçurur, çılgınlar gibi insan ölür bu kitapta, sayamazsınız ölen kişileri. ama en sonunda (tıpkı klasik hollywood'vari şekilde) iyi ile kötü (şerif ile ruhları çalan şeytan) karşıkarşıya gelip savaşırlar ve şerif kazanır. kitap bittiğinde koca bir kasaba yok olmuştur, hemen herkes ölmüştür ama İYİLER KAZANMIŞTIR. şimdi aşağıda bunu bizzat açıklayacağım.
Türkiye'de yayınlanmış romanları
· Göz (Carrie) [burada carrie, tam da istediğimizi yapar ve intikamını -biraz abartılı olarak- alır. bu inek'in intikamıdır. king, öğrenim hayatı boyunca ezilen tüm ineklerin evrensel intikamını almıştır. sonu iyinin iyisidir yani]
· Korku Ağı (Salem's Lot) [hatırlamıyorum]
· Medyum (The Shining) [yukarıdaki formül burada da vardır. kötü baba, çocuğunu öldürmeye çalışır. kötü baba ölür, aile kurtulur. kötülüğün nedeni -kökü- otel patlar.]
· Mahşer (The Stand) [koyu bir iyi kötü savaşı. bir disutopya- iyiler kazanır]
· Çağrı (The Dead Zone)
· Tepki (Firestarter)
· Kujo (Cujo) [bir araba içinde anne ve çocuk mahsur kalır (dışarıda kuduz bir saind bernar beklemektedir). çocuk sıcak ve susuzluktan ölür, anne beysbol sopasıyla köpeği öldürür. kısmen mutsuz bir son. peki ya anne ve köpek?]
· Christine [sonunda kötü araba christine "ölür".]
· Hayvan Mezarlığı (Pet Sematary) [burada kötü bile yok. hortlayan cesetler var. tamam, biraz vahşet verici şeyler yapıyorlar, sonu da korkunç bitiyor.]
· Tılsım (The Talisman) (Peter Straub ile) [%100 iyiler kazanıyor.]
· O(It) [sonunda palyaçonun kazanamayacağı kesin değil mi? evet, yine birkaç iyi çocuk ölüyor, ama sonunda "biz" kazanıyoruz.]
· Ejderhanın Gözleri (The Eyes of the Dragon) [zaten bir masal bu ve elbette sonuç yine aynı]
· Sadist (Misery) [yine aynı teknik. paul sheldon'ın orası burası kesiliyor, kırılıyor. ama psikopat annie ölüyor. daha ne olsun?]
· Şeffaf (The Tommyknockers) [işte bu hayli radikal. uzaylılar meğer salakmış. tüm kasabayı ele geçiriyorlar. pek iyi bittiği söylenemez.]
· Hayatı Emen Karanlık (The Dark Half) [richard bachman ile savaş! kim kazanıyor, tabii ki king!]
· Ruhlar Dükkanı (Needful Things) [koca kasaba gidiyor ama kazanan iyi-yakışıklı-genç şerif]
· Oyun (Gerald's Game) [işin içinde korkunç ensestler ve feci bilinçaltı yönelimler var ama nihayetinde bizim kız kurtulmayı başarıyor. ne yani ölse miydi?]
· Dolores Claiborne (Dolores Claiborne) [peki dolores'in sapık kocasını öldürmesi mutsuz son mu?]
· Uykusuzluk (Insomnia)
· Falcı (Thinner) [son anda iyi finale bir sapış. bachman bile dayanamıyor kötü sona.]
· Çılgınlığın Ötesi (Rose Madder) [kadının dayakçı kocadan muhteşem bir intikamı. mutsuz son mu demiştiniz? ha ha. bu arada en iyi king romanlarından.]
· Yeşil Yol (The Green Mile) [evet, koca kalpli iyi zenci sonunda sandalyede pişiyor. feci mutsuz bir son. peki kitaptaki iki kötü adama ne olduğunu hatırlayan var mı? sizce king'ten kötü final beklemenin imkansızlığı en çok yeşil yol'da kendini göstermiyor mu?]
· Yaratık (Desperation) [müthiş bir iyi-kötü savaşı. verilen kurbanlar var ve kazanan elbette iyiler.]
· Kemik Torbası (Bag Of Bones) [bu yazarın iç dünyası temalı... yazarın iç dünyası ve duraklama dönemine girmesi "kötü"yü temsil ediyorsa söylüyorum, maalesef herif en sonda bir kitap yazıyor.]
· Maça Kızı (Heart In Atlantis)
· Yüzyılın Fırtınası (Storm Of The Century)
· Tom Gordon'a Aşık Olan Kız (The Girl Who Loved Tom Gordon) [mükemmel ötesi king romanı. en iyi romanı olabilir mi? kim kazanıyor dersiniz? tom gordon'u seven kız kazanıyor. hem de ne biçim!]
· Rüya Avcısı (The Dreamcatcher) [yaratıkların kazanmadığı ve dünyanın kurtulduğu kesin. ne boktan romandı öyle.]
· Kara Ev (Black House) (Peter Straub ile) [elbette hala biz kazanıyoruz. inanmazsanız okuyun.]
· Bir Aşk Hikayesi (Lisey’s Story) [burada iyi-kötü yok zaten.]
evet, durum bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder